2 Kasım 2015 Pazartesi

Bugünde bir yarın değil miydi?

Bir sabaha uyanmakla başlıyor her şey...Yeni bir güne nefes alabiliyor olmanın vermiş olduğu iç huzur ve sevdiklerimizin gerçekten bizimle halen daha var olduğunu bilmekle....

Ya hayat döngüsü... Evet hayat bir şekilde akıp geçiyor. Günlük telaşlar, yemek temizlik ,ütü ,iş , çocuklarımızla doyasıya vakit geçirme...Her şey gün içerisinde kendi düzeniyle yada düzensizliği ile bir şekilde akıp gidiyor. Ama ya yarınlar...Bir sabah uyanıyoruz ve 5 ay önceye döndüğümüzü ve belkide yıllar hatta çok yıllar öncesine döneceğimizin kaygısı ile burun buruna geliyoruz.Bir sürü komplo teorilerinin ardından yine yeniden birileri kendi bayrağını çekerken , bununla yaşıyor olabilmek hatta tüm bunlardan habersiz insanların çoğunluğunu biliyor olmak içimi kemiriyor.Yanı başımda küçük masumiyeti ile bana sarılan oğluma bakıyorum. İçim cız ediyor. Gelecek kaygısı yerini büyük bir korku ve endişeye dönüştürüyor.O an karamsarlıkla dolu sözcükler ,  sahneler zihnimde dolanırken. O masum gözler bana umudu gösteriyor. Geleceği değiştirecek olan o masum gözler değil mi... Ümitliyim... Bir gelecek var ... O gözler ileriyi görecek.
Bunu düşünen azınlık olsak da olsun o azınlığın varlığını bilmekte güzel...